top of page

Osmanlı Tıbbı Işığında Doğal Bakım Çalışmaları


Bu kursta kendimizin kolayca üretebileceği güzellik ürünlerinin nasıl yapılacağını göreceğiz. Burada amaç neden bu ürünleri yaptığımız ve neye hizmet edeceğinin çok iyi saptanmasıdır.


Bu ürünler saç bakım ürünleri , yüz için ; temizleme, nemlendirme ve bakım ürünleri ve genel vücutta kullanılacak nemlendiriciler ve yağlar.


Bu ürünler için birinci sırada dikkat edeceğimiz şey; Doğal olması, ikinci sırada dikkat edeceğimiz istediğimiz amaca uygun tedavi edici maddeler olması, son olarak ta kolayca kullanılabilir olmasıdır.


Hazırlığa girerken ilk yapacağımız şey kullanacağımız maddenin (genellikle bitkisel maddeler) özelliklerinin ne olduğu, nasıl etkisi olduğu hakkında bilgi sahibi olmaktır.


  1. Bu bilgiler bugünkü bilimsel araştırmalar neticesinde elde edilmiş bilgiler olabilir (Aloea vera , üzüm çekirdeği, yeşil çay gibi)

  2. İkinci olarak kullanabileceğimiz bilgiler folklorik bilgiler olabilir; Kendi çevremizde bilinen defalarca kullanılmış ve hanımlar arasında etkisi ispat edilmiş, uzun zamandır kullanıldığı bilinen güzellik malzemeleri olabilir (Zeytinyağı, limon, tereyağı, gülsuyu gibi).

  3. Üçüncü olarak Eski Tıpta yeri olan güzellik malzemeleri olabilir. Etkisi uzun zamandır bilinen ve bu özelliğinden dolayı eski tıp kitaplarında yazılan bilgiler (Bu kursta özetlediklerim)


Biz burada eski tıpta yer alan ve bizim bugün uygulayabileceğimiz güzellik ürünlerinden örnekler vereceğiz.


Burada unutulmaması gereken bu ürünlerin taze hazırlanması ve kısa sürede tüketilmesidir.


KİL


Saç ve vücut temizliğinde eskiden beri kullanılan tabii bir topraktır. Bileşiminde esas madde Alüminyum silikatlar ( Al 2 Si2 O7, H2O) dır.Tabiatta kaolen, bolus ve kil halinde bulunur. Bazı killer eski zamanlardan beri tedavide de kullanılmıştır. En çok kullanılan Beyaz kil veya Kırmızı kidir.Kırmızı killer kırmızımsı-kahverengi renkleri taşıdıkları demir-üç-hidroksitten ileri gelmektedir. Beyaz kil; Kil-i Ermeni, Mühürlenmiş kil, kafa kili, Anadolu kili, Kıbrıs kili, Sakız adası kili, Sinop kili, Sayda toprağı isimleriyle de tanınır. Su ile karıldıktan sonra saça ve vücuda sürülür ve sonra yıkanır. En çok uygulanan şekli ise Kildan denilen kapta bol su ile karıştırılır, durulması beklenir. Bu arada kil dibe çöker, üstündeki su ile saçlar çalkalanır. Saçı temizleme özelliği kiri içine absorbe etmesidir. Saçları hem temizler hem de yumuşatır.

SABUN OTU


İnsanlar çok eski tarihlerden itibaren temizleyen, sabun gibi etki eden bitkileri kullanmışlardır. Bunlardan en çok bilinen ve kullanılan bitkiden biri “Sabun otu kökü= Radix saponarie officinalis” dir. Bu bitki Caryophyllaceae familyasından Saponarie officinalis diye bilinen otun kökleridir. Bu kökler %5 civarında saponinler ihtiva eder. Dahilen terletici, safra ve idrar söktürücü olarak tıpta kullanılmış. Çok tabii ve faydalı bir temizleyici maddedir.

ÇÖVEN


Ülkemizde bol olarak bulunan Caryophyllaceae familyasından Gypsophila türlerine verilen addır. Anadolu’da 50 kadar Gypsophila türü var. İlkbaharda topraktan çıkarılıp güneşte kurutulmuş kök ve rizomlar sabun olarak kullanılabilir. Kökleri %10-25 civarında saponinler ihtiva eder. Bunlar temizleyici ve köpük verici maddelerdir. Bu kökler ilaç olarak da dâhilen idrar ve balgam söktürücü olarak kullanılmıştır. Bugün Türkiye’de tahin helvasını ağartmak için kullanılmaktadır. Saçları ve yün kumaşları temizlemek için dahi kullanılır, zararsız ve doğal bir temizleyicidir.

SABUN (SABUN, SAPO ,SOAP, SAVON, SEİFE)


Sabun çok eski çağlardan beri kullanılan bir temizlik maddesidir


Sabun kelimesi Latince kökenli bir kelimedir. Sapo, saipo olarak kullanılmıştır. Bu kelime buradan Şark âlemine de geçmiş ve yaygın olarak kullanılmıştır.


Sabun ilk kez Mezopotamya’da kullanılmağa başlanmıştır. M.Ö.4000 yıllarında dokumacılık Mezopotamya’da iyice gelişmişti. Dokumacılık sırasında iplik ve kumaşların yıkanmasında sabun, potas ve şap kullanılmıştı. M.Ö. 2500 yıllarında Sümerlere ait kil levhalar üzerindeki yazılarda sabun yapılması ile ilgili yazılara rastlanılmıştır.

Bir Roma efsanesine göre Sabun Roma'daki Sapo tepesinde tesadüfen keşfedilmiştir. Bu tepede kurban edilen hayvanların külleriyle karışan yağlar Tiber nehrine sürüklenirmiş. Bu nehirde çamaşır yıkayan Romalı kadınlar, bu kaygan maddenin karıştığı suyla yıkanan çamaşırların daha kolay temizlendiğini görmüşler. Bu efsaneye dayanarak sabun isminin Sapo dağından kaynaklandığı söylenmiştir.


Orta Asya kökenli olan ve ham yünden üretilen keçe'nin üretim aşamasında sabunlu suyun kullanılması sabunun Orta Asya ile bir bağlantısı olduğunu göstermiştir. Orta Asya’da yün yıkamak için kil ya da sabun gibi köpüren maddeler kullanılmıştır.


Sabun içinde yağ asitlerinin bulunduğu 18. yüzyılda keşfedilmişti. Daha sonra aynı araştırıcı bütün hayvani yağların organik asitlerle gliserinden ibaret olduğunu bulur ve Organik asitlerin alkali tuzlarına da sabun dendiğini açıklar

SABUN yağ asitlerinin, alkalilerle verdiği tuzlarıdır. Tabii yağların sabunlaştırılmaları ile hazırlanır. Sabunlaştırma çok değişik alkalilerle yapılır. Tabii yağ olarak çoğunlukla koyun yağı, balık yağı, iç yağı gibi hayvansal yağlar, zeytinyağı, ayçiçeği yağı, pamuk yağı, ketentohumu yağı gibi bitkisel yağlar kullanılır. Bu yağları sabunlaştırmak için sodyum hidroksit kullanılır. En önemli olan bu iki maddenin sabunlaştırması sırasında çok iyi pişirilmesi ve sonra sabunun su ile yıkanarak fazla alkaliden kurtarılmasıdır.

SARAY DEFTERİNDEN SABUN


Sarayda sabun imal edilmezdi. Piyasadan genellikle zeytinyağı sabunu alınır, bu sabun zevke ve kullanışa göre işlenirdi. Bu sabunlardan birinin formülü de aşağıdadır.

AMEL-İ SABUN


Sabun 200 dirhem

Abir (safran)5 dirhem

Mahlep 12 dirhem(fructus pruni mahaleb)

Kakule 5 dirhem

Meya (sığla reçinesi) 30 dirhem

Mai-verd( gülsuyu) dirhem

Karanfil (Eugenia caryophllata)

KİŞİYE ÖZEL SABUN


Biz de kendimiz için özel bir sabun yapmak istiyorsak; Hangi özellikte olmasını ve hangi maddeleri içermesini istiyoruz bunu tespit etmeliyiz. Tedavi edici mi, daha köpüren mi, daha iyi kokan mı olmasını istiyoruz amacımızı iyi tespit etmeliyiz. Bunları tespit ettikten sonra baz olarak kaliteli bir sabun alıp onunla başlamalıyız. Bu sabunu rendeledikten sonra çözücü sıvı(gülsuyu, papatya suyu, lavanta suyu)kullanarak eritmeliyiz. Buna Yağlar (Zeytinyağı, defne yağı, Hindistan cevizi yağı, çörek otu yağı) veya Koku, renk ve diğer maddeler ilave edebiliriz.

SIVI SABUN


Son zamanlarda kullanımı kolay olduğu için sıvı sabunlar tercih ediliyor. Bu sebeple sıvı sabunun özelliklerini bilmekte fayda var. Sıvı sabunlar; hayvansal veya bitkisel yağların Potasyum hidroksit denen alkali ile sabunlaştırılması ile meydana gelir. Bugün Türkiye’de piyasada olan “Arap sabunu” ayçiçeği yağı ile yapılıyor. Eskiden potasyum hidroksit yerine bitki külleri kullanılırdı. Adi potas sabunu Nebati ve hayvani gayrı saf yağların KOH ile sabunlaştırılması ile hazırlanır. %50 den fazla su ihtiva etmemelidir.

KİŞİYE ÖZEL SIVI SABUN


Kendimiz için özel bir sıvı sabun yapacaksak öncelikle güvendiğimiz ve fabrikalarda dikkatle üretilen Arap sabununu almamız lazım. Buna amacımıza göre antiseptik, kepek giderici, yumuşatıcı, daha çok köpüren, şekil veren maddeleri ilave edebiliriz. Bunlar; Zeytin yaprağı suyu, ardıç katranı, biberiye lavanta suyu, gülsuyu, papatya suyu olabilir.

SAÇ PREPARATLARI, SAÇ BAKIM ÜRÜNLERİ


SAÇ YUMUŞATICI BİTKİLER


HATMİ ÇİÇEĞİ


Althaea officinalis L. (Malvacea) kurutulmuş çiçekleri.

2 metreye kadar yükselen yumuşak tüylü çok yıllık otsu bitki

Bileşimi; Müsilaj, uçucu yağ, sabit yağ taşımaktadır. %5 lik infüsyon bal ile tatlandırılır göğüs yumuşatıcı olarak içilir. Hatmi yaprağı, hatmi kökü, hatmi çiçeği musilaj ihtiva ettiğinden yumuşatıcı, doğal saç kremi olarak haşlanmış suyu kullanılabilir.

EBEGÖMECİ YAPRAĞI


Malva sylvestris L. Büyük ebegümeci, küçük ebegümeci çeşitleri var.Bileşimi müsilaj %15-20 glikoz ve pektin. Taşıdığı müsilaj nedeni ile koruyucu , yumuşatıcı etkiye sahiptir.Solunum ve sindirim sistemi tahrişleri ve iltihaplarında koruyucu olarak, taze yapraklarından elde edilen lapa cilt üzerindeki çıban ve yaraların ağrılarını dindirmek için tülbent arasında deri üzerine konulur. Çiçeği de aynı amaçlı kullanılır. Suda haşlanarak elde edilen çözelti saçları yumuşatmak ve beslemek için kullanılır.

SAÇ ÇALKALAMA SUYU (YUMUŞATICI NEMLENDİRİCİ)


SARAY DEFTERİNDEN (BAŞ YUMAĞA)


Nilüfer 20 dirhem

Hatmi yaprağı 20 dirhem

Benefşe 20 dirhem (menekşe çiçeği)

Ebegümeci Yaprağı 20 dirhem

Verd (gülsuyu) 15 dirhem

Babunec yaprağı (papatya) 20 dirhem

Kışr-ı haşhaş (haşhaş kabuğu) 20 dirhem

Kaynatup suyu alalar saçlar bu su ile çalkalanır.


Saç toniği, friksiyonu,


Saç kaşıntıları ve saç kepeklenmesinde kullanılacak saç tonikleri ve saç besleyici ve kaşıntılara karşı kullanılacak saç bakım yağlarından örnekler vereceğiz. Buradaki amacımız saç kepeği, saç kaşıntılarına karşı ne yapacağımız.

Burada antiseptik özelliği bilinen bitki sularını kullanmalıyız. Bu özellikleri

iyi bilinenler; Kekik, lavanta ve biberiyedir. Bunlarla yapılan infüzyonlar ( Bir bardak suya bir yemek kaşığı toz bitki koyup, 10 dakika kaynatılır, üstü kapatılır, soğuyuncaya kadar bekletilir. Süzülür) saç çalkalama suları olarak kullanılır. Bunlara ilaveten benim sizlere tavsiye ettiğim ayrıca iki tıbbi bitki; Eski tıpta kullanılan ve etkisi bilinen; Sumak ve Sinameki bitkisidir.


Sumak (Aşağıda kısaca bilgi verilmiştir.) Sumak mümkünse toz edilmemiş meyvesi kullanılır. Bu meyvelerden 2 dolu yemek kaşığı alınır. İki bardak su ile kaynatılır, kırmızı rengi suya geçene kadar hafif ateşte kaynatmaya devam edilir. Sonra soğumaya bırakılır, ılık hale gelince tel süzgeçten süzülür. Saçlar sabun gibi tabii bir temizleyici ile yıkandıktan sonra bu su ile çalkalanır.


Sinameki ((Aşağıda kısaca bilgi verilmiştir.) Sinameki bitkisinin yapraklarından 1 yemek kaşığı dolusu alınır. Bir bardak su ile kaynatılır, sonra ateşin altı kısılır ve 5 dakika daha hafif ateşte kaynatmaya devam edilir. Ateşten alınır soğumaya bırakılır. Ilık hale gelince tel süzgeçten süzülür ve bu suyun içine 1 yemek kaşığı sirke ilave edilir. Saçlar sabun gibi tabii bir temizleyici ile yıkandıktan sonra bu su ile çalkalanır.


SUMAK, SOMAK YAPRAĞI VE MEYVESİ


Latince Folium Rhois coriareae, Almanca. Sumachblaetter, Fr. Feuille de sumac des corroyeurs, İngilizce Sumach leaf.

Rhus coriaria L. (Anacardiaceae) türünün kurutulmuş yapraklardır. Bu tür 3 metre kadar yüksekliğe erişebilen ve kışın yapraklarını döken bir ağaççıktır. Yapraklar tek tüylü ve esmer meyve tek tohumlu, üzeri tüylü ve esmer kırmızı renkli, Anadolu’da yaygın.


Bileşimi; Tanen, şekerler, mum ve flavon türevi sarı renk madde taşıyor.

Etki; Kabız, kan kesici, ve antiseptik. Derilerin tabaklanmasında yünlü kumaşların boyanmasında kullanılır.

Somak meyvesi; Rhois coriareae L. nin kurutulmuş olgun meyveleridir. Tanen , uçucu yağ, organik asitler ve bunların tuzlarını taşıyor. Bilhassa Güney Anadolu’da bol miktarda yetişiyor.


Boyacı somağı yaprağı; Cotinus coggyria Scop. türünün kurutulmuş yapraklarıdır. Boyu 5 metreye kadar yükselen ağaççıklar.


Tıbbi etkisi; Antiseptik, kabız kan kesici, ateş düşürücü, %5lik infusyon, tehlikesiz ve etkili bir droğdur.

Sumak meyvesi eski tıpta saçlar için besleyici ve saçların dökülmesine karşı kullanılmıştır.


SİNAMEKİ


Folium Sennae. Bazı Cassia (Leguminosae) türlerinin kurutulmuş yapraklarıdır.

Cassia acutifolia Del.(Leguminosae) Sudan ve Kartum bölgesinde yabani olarak yetişir.

Cassia angustifolia Vahl. Arabistan ve Somalide yabani olarak bulunur. Halen bilhassa Hindistan’da yetiştirilmektedir.

Bileşimi; sinameki yaprağı; resin, flavon, türevleri, etkili madde olarak serbest veya serbest glikozit halinde antrasen türevleri (Sennozit A ve B) taşımaktadır.


Etkisi kalın barsak üzerinde kuvvetli bir müshildir.


Sinameki eski tıbba göre saçı besleyici ve ağarmasına mani olan bir bitkidir.

SAÇ ÇIKARAN FORMÜLLER


DEFNE YAĞI, MERSİN YAĞI


Saçkıran ve kelliğe karşı, Saçı besler, parlatır, güzelleştirir.

As yağı (Mersin yağı) kıl diplerini düzeltir, saçların siyah kalmasını sağlar.

Mersin ağacının yaprakları ve meyvesinden elde edilen yağın saçı güzelleştirdiği, çıkmasına yardım ettiği ve kırılmasını önlediği Eski tıp kitaplarında yer alır.

SAÇ UZATAN FORMÜLLER


Eski Tıbba göre Saçın uzaması için önce bedende zarar veren maddeler var ise müshil ile bunlar giderilmeli sonra

Ladin + mersin yağı ile eritilip sürülmelidir.


Onbeş dirhem ayvadane(civanperçemi) unu, bir dirhem yanmış arı, üç dirhem ladin alınıp sekiz dirhem balla karıştırılarak yapılan ilaçta saçları uzatır ve güzelleştirir.


Turak otu(dere otu) yağı + ada soğanı ile kaynatılıp saçlara sürülürse bu da uzatır.

Çörek otunun + yumurta yağı ile merhem edilip sürülmesi de saç uzatır.

SAÇ DÖKÜLMESİNE MANİ OLAN


Beden kana akıtılan(hılt) zararlı maddelerden temizlenip, kan alınmalı ve sonra

Mersin yağı veya sakız yağı sürülmelidir.

Yanmış kamış külü uygun bir yağla sürülmelidir.

Mersin yaprağını dövüp +zeytin yağı ile kaynatıp mazı ile karıştırdıktan sonra sürülürse bu da önler.


Saç Bakım Yağı


Biberiye , lavanta, kekik : Bu bitkilerin antiseptik etkisi bugün de bilindiğinden kepeklenme, saç kaşıntıları ve dökülmelerine karşı güvenle kullanılabilir.


Bu bitkilerden seçtiğiniz birisi (Lütfen tek bir bitki kullanınız) İnfüzyon yapılır; ( 1 ölçü kuru bitkiye 2 ölçü su konur, 10 dakika kaynatılır, üstü kapatılır, soğuyuncaya kadar bekletilir. Süzülür, koyu bir su elde edilir.


Bu su ölçülür, aynı miktar zeytinyağı konur ve geniş bir cezve ile çok hafif ateşte üstü açık olarak kaynatılır, su çok azalınca ateş kapatılır, bekletilir (1 saat) sonra üstteki yağı ayrı bir kavanoza alınır (dikkatlice dökerek veya enjeksiyon ile), alttaki su katiyen yağa geçmemeli.(Su kısmını geçirmemek için bir miktar sulu yağı bırakın. Bu yağı bozulmadan hemen kullanın). Süzdüğünüz yağı uygun bir zamanda saç diplerine sürüp 2 saat başınızda kalsın.


SAÇ BOYALARI


Saçlarımız boyamak için bitkisel otlardan yararlanabiliriz. Bunlardan en bilineni Kına’dır. Kına adlı bitkinin yapraklarının toz hale gelmiş şeklidir. Bu bitkisel toz saçı kızıl bir renge boyar. Bu bitki boya maddesi olarak çok uzun zamandır emniyetle kullanılmıştır. Hatta kına bitkisinin faydalı pek çok etkisi vardır. Kına tozları sıcak su ile karıştırılıp macun kıvamına getirilir ve saçlara uygulanır. Ne kadar uzun zaman saçta kalsa o kadar kalıcı boyar.


KINA


Lawsonia inermis L. Türünün kurutulmuş yapraklarıdır. Beyaz çiçekli basit yapraklı, çalı görünüşünde dikenli bir bitkidir. Vatanı Kuzey-Doğu Afrika olmakla beraber bugün bütün Kuzey Afrika, Hindistan, Pakistan ve Seylan gibi ülkelerde yetiştirilmektedir. Yapraklar; kısa saplı, sivri uçlu 2-3 cm uzunlukta esmer yeşil renkli kokusuz ve buruk lezzetlidir. Ticarette bugün “yaprak kına” bulunmamaktadır. Yaprak veya kaba toz halinde ithal edilen droğ değirmenlerde çok ince toz haline getirildikten sonra ticarete çıkarılır.


Bileşimleri; Reçineli bileşikler, tanen ve naftakinon türevi boyar maddeler.(Başlıcası lavson) taşımaktadır.Kına haricen bazı deri hastalıklarında derinin mukavemetini arttırıcı, derideki mantarların üremesini önleyici bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Dahilen kabız ve kurt düşürücü olarak kullanılır.


CEVİZ KABUĞU, CEVİZ YAPRAĞI


Juglans regia L. (Juglandaceae) türünün kurutulmuş yapraklarıdır.Ceviz ağacı 25-30 metreye kadar yükselebilen, kışın yapraklarını döken gösterişli bir ağaçtır. Kuzey Doğu ve Doğu Anadolu’da yabani olarak yetişir. Droğ elde etmek için yapraklar Haziran –Temmuz aylarında toplanır, havadar ve gölge bir yerde kurutulur. Yaprakların taze iken özel ve kuvvetli kokusu bulunur, lezzeti acı ve buruktur. Bileşim; Tanen, uçucu yağ ve acı lezzette bir boyar madde (juğlon) ve glikozitler taşımaktadır.


Ceviz çok kullanılan bir halk ilacıdır.. Ceviz yaprağı ve taze meyvesinin üzerindeki yeşil yaprak ile saç boyası ve kumaş boyası olarak kullanılır. Taze yapraklarının kuru yapraklardan daha etkili olduğu sanılmaktadır. Yaprak yerine taze ceviz meyvesinin üzerindeki kabuk (ceviz kapçığı) da kullanılabilir.


Ceviz kabuğu, Siyah bitkisel boya; Bilinen ve kullanılan bir diğer bitkisel boya da ceviz kabuğudur. Taze cevizin ağacının meyvesi taze iken yeşil olan kabuk kısmı soyulur ve kurutulur. Sonra bu kuru bitki toz haline getirilerek siyah saç boyası olarak kullanılır. Hem bitkisel boyadır, hem de çok faydalı bir ilaçtır . Saçları boyarken başa ve cilde pek çok faydaları olur.


Hazırlanışı:


Kına’ya çay suyu, soğan kabuğu suyu, biraz zeytinyağı, yoğurt v.b. katılarak macun kıvamına getirilir. Kalıcılığı artması içinmeşe mazısı (meşe ağacında olan tohum şeklinde bitki. Yüksek tanen ihtiva ediyor)nın kaynatılarak elde edilen suyu kınaya ilave edilir.


CİLT BAKIM ÜRÜNLERİ


Bakım Yağları ve Kremleri


Cildin yapısında olan yağ bezecikleri devamlı cilde yağ verir ve böylece cildi dış etkenlerin zararından korur. Cilt dokusunun vazgeçilmez unsurlarından biri de yağ tabakasıdır. Bizler günlük yaşamımızda temizlik sırasında sabun veya temizlik ürünlerindeki deterjanlar ile bu yağ tabakasını cildimizden uzaklaştırıyoruz. Böylece cildin dış etkenlere karşı savunma mekanizmasını da yok etmiş oluyoruz. Bu sebeple hem yüz hem de vücut derimizin uygun yağlara çok ihtiyacı var. Her gün sonunda güzel bir şeklide temizlediğimiz yüzümüz ve gün boyunca defalarca yıkadığımız elimizin dokusunu korumak için bakım yağlarını sürmemizde çok fayda var. Vücudumuz için özellikle ayak ve topuklarımız için banyodan sonra bakım yağlarını kullanmamızda çok fayda var.


Soğuk presle sıkılmış tohum yağlarından; Zeytin yağı, susam yağı, çörek otu yağı, badem yağı, Acı badem yağı, kayısı çekirdeği yağı, Keten tohumu yağı faydalı besleyici yağlardır.


Faydalı Bitkilerle Zenginleştirilmiş Yağlar


Bunlara çeşitli örnekler verebiliriz. Cilt için faydalı olduğu belirtilmiş meyve, çiçek, kök ve yapraklar gibi bitkinin bazı kısımları, uygun bir yağda masere edilerek elde edilen yağlardır.


En güzel örneklerden biri Kudret Narı’dır; Kudret narı’nın olgun meyveleri zeytin yağı içinde 15 gün bekletilerek elde edilir. Sonra yağ süzülür ve meyve alınır. Yağa geçen sulu kısım olmamalıdır (Sulu kısım zamanla bozulur ve yağın kalitesini bozar). Bu yağ besleyici, kırışık giderici ve cildi onarıcı etkilidir.


Zencefilli Yağ


Zencefil bitkisinin kökleri faydalı bir tıbbi bitkidir. Taze köklerinden hazırlanan yağ cildi beslemede çok faydalıdır. Bunun için taze zencefil kökü alınır, yıkanır, ince doğranır, zeytin yağının içinde sıcak bir yerde 15 gün bekletilir. Süzülür. Yağda sıvı kısım varsa ayrılır. Sadece yağ kısmı kullanılır.


Kayısı Çekirdeğinden Yağ


Memleketimizde bol miktarda kayısı yetiştirilmekte ve kayısı çekirdeği çıkmaktadır. Ucuza alabileceğimiz bu kayısı çekirdeklerinden faydalı bir yağ elde edebiliriz.Kayısı çekirdeğinde bulunan ve suya geçen maddelerde cilt için önemli ve kırışık giderici etkili maddeler vardır. Yapılışı; Kayısı çekirdekleri kabaca parçalanır, üstünü biraz geçecek kadar iyi su konur ve hafif ateşte kaynatılır. 15 dakika kaynatıldıktan sonra bir kenara konur ve soğuyana kadar Üstü kapalı olarak beklenir. Sonra ince tülbent bezinden süzülür, Bu sulu çözeltiye, çözelti miktarınca zeytin yağı konulur ve hafif bir ateşte suyu bitene kadar pişirilir. Çok az su kalabilir. Sonra bekletilir, yağlı kısım sulu kısmından ayrılır (Üst kısmı aktarılır, sulu kısmın üstündeki yağlar dikkatlice alınır) . Sulu kısım yağa geçmemelidir. Bu yağ kayısı çekirdeğinin suda çözünen pek çok maddesini tekrar yağa vererek , kırışık giderici ve onarıcı etkili olarak kullanılır.


MASKELER


Maskeler; Cildin kalitesini düzeltmek, sıkılaştırmak, lekeleri gidermek için kullanılır. Taze meyveler (domates, çilek, elma püresi), tohumlar (arpa, yulaf, buğday, mercimek unu), yumurta sarısı, bal maske olarak uygulanır. İstenen amaç tespit edilerek kullanılacak malzeme seçilir.


Osmanlı Tıbbından Örnekler


1- Yumurta sarısı, şarap çırpılır yüze sürülür. 2-3 saat beklenir. Yıkanır,

Sonra yumurtanın akı ile yüze masaj yapılır. Bir saat sonra yüz yıkanır. Hayret edilecek derecede yüz güzelleşir.

2- Hıyar suyu ile susam yağı aynı ölçüde çalkalanıp yüze sürülür.

3-Akırıkarha( kabaca dövülür susam yağı ile kaynatılıp süzülür. Bu yağ yüze sürülüp masaj yapılır. Buna 1 ay devam edilirse yüzü güzelleşir.


Yüzdeki Güneş Yanığı

İzlerini, kalıntılarını giderip rengini güzelleştirmek için;

Yumurta akı + gül suyu ile sürülmelidir.

Veya ayva çekirdeği suyu + gül suyu ile sürülür

Bezr katuna luabı + üstübeç ve gülsuyu ile sürülür

Temizleme suyu, losyonu

Bugünün çıkmazı

-Kalıcı

-Bozulmayan

-Güzel görünümlü

-Güzel kokulu

-Standart

-AMA DOĞAL


Günlük kullanılan, makyajın ve cildin temizliğinde kullanılan su veya losyonlardır. Su şeklinde olanlar veya süt şeklinde olanlar daha çok tercih ediliyor.


1-Su şeklinde olan temizleme ürünleri ; Burada ilk olarak temizleyici ve antiseptik etkileri olan bitkisel sular kullanmalıyız. Burada ilk aklımıza gelen Gül, lavanta, biberiye, nane olabilir. Bu bitkilerin infüzyonu veya distilatı (Distile edilmiş bitki suyu) kullanılır. Buna ilave olarak sabun gibi hareket edecek yüzey aktif madde taşıyan bitkisel maddeler (Gliserin) , makyaj malzemesini çözecek hafif sıvı yağ (susam yağı), ferahlatıcı ve çözücü alkol, elma sirkesi kullanılabilir. Bunlara ferahlatıcı bir koku veren ve antiseptik özellikte olan aromatik yağ ilave edilir.


Örnek olarak; 100 ml kadar gül suyu, 5 ml kadar( 1 yemek kaşığı) gliserin,

1 çay kaşığı kadar hibiskus suyu (renk vermek ve hafif asidik ortam yaratmak için) ve 1 damla gül yağı( tabii olan)

Bu formül fazla makyaj yapıp temizlemekte güçlük çekenler için gliserini çoğaltarak çözünürlüğü arttırabilirler.


GLİSERİN


Gliserin sabun yapımı sırasında tabii yağların sabunlaşması ile yağların bünyesinden ayrılan maddedir. Sabun yapımında kullanılan hayvansal veya bitkisel yağlar ile alkali (genelde Sodyum hidroksit) belli ölçülerde ısıtılır genelde 200 dereceye çıkan sıcaklıkta Sabunlaşma birkaç dakikada olur. Burada su ve gliserin buharlaşır. İkinci vakum kolonuna gelir. Burada gliserin yoğunlaşır ve alt kaplarda toplanır.


Gliserin,Glycerınum, glycerine Türk Kodeksi; Türk Kodeksinde de yer alan tabii bir maddedir. Renksiz , berrak, şurup kıvamında, higroskopik bir sıvıdır. Su ve alkol ile çok kolay karışır.


2-Losyon şeklinde, süt görüntüsünde olan makyaj temizleyicileri; Burada esas maddelerden biri bitkisel sudur (Uygun gördüğümüz bitkinin distilatı (Gül suyu veya lavanta suyu) veya maserasyonla elde edilmiş suyu olabilir(Biberiye, papatya, gül, lavanta olabilir). İkinci madde bir sıvı yağ olmalıdır (Susam yağı en uygunu olup, zeytinyağı, hind yağı da kullanılabilir).


Üçüncü olarak bu maddeleri birleştirici bir emülgatör madde olmalıdır ( Emülgatör, yağın su içinde dağılmasını sağlayan maddelerdir. Biz burada bitkisel emülgatör maddeleri kullanacağız (Kitre zamkı, Arap zamkı kullanabiliriz). Biz bu şekilde süt görünümlü Emülsiyon hazırlamış oluyoruz.


Ayrıca temizleme losyonunu süspansiyon şeklinde de hazırlayabiliriz. Kullanmak istediğimiz bitkisel yağ ve faydalı bitki suyunu süspansiyon şeklinde bir araya getiren maddelerle çalkalayarak bir süspansiyon elde edebiliriz.


Örnek olarak; 100 ml kadar çöven suyu (Çöven kökünün kaynatılması ile elde edilen) , 2 kaşık susam yağı ile çalkalanır. Buna nane suyu ve nane esansı ilave ederek çalkalanacak. Bu süspansiyon iyi bir makyaj temizleyicisidir. Zamanla su ayrılsa da çalkalayarak kullanılmalıdır.


Nemlendirici: Gülsuyu+Gliserin+ 1 damla limon

Gülsuyu+ susam yağı (Zeytinyağı) çalkala

Çam poleni (spore pini) ekstresi yağda, suda ?

Çörek otu yağı , kremi.

NEMLENDİRİCİLER


Yüz veya vücut nemlendiricilerinin esası cilt için uygun bir su (Bizim için gül, lavanta, papatya, ıhlamur gibi cilt için faydalı bitkilerin suyu) ve kolay emilecek hafif bir yağ (Susam yağı, zeytinyağı, keten tohumu yağı, üzüm çekirdeği yağı) karışımıdır. Bunlara ilave olarak antiseptik maddeler ( kekik , biberiye, lavanta) , koku veren(aromatik yağlar) veya uçunca ferahlık hissettiren maddeler (alkol gibi) ilave edilebilir.


Su ve yağlı maddeleri bir arada tutacak emülgatörlere ihtiyaç var. Bugün pek çok kimyasal emülgatör kullanılmasına karşı biz bitkisel maddeleri seçiyoruz (Cilde pek çok yararı olduğunu bildiğimiz Kitre zamkı, Arap zamkını bu amaçla kullanacağız. Biz bu şekilde süt görünümlü nemlendirici yani Emülsiyon hazırlamış olacağız.


Örnek


1- Kitre zamkı ile hazırlanan nemlendirici; Beyaz yapraklar şeklindeki kitre zamkı alınır. Bir ölçü kitre zamkına 5 ölçü su konur ve şişmesi beklenir. Zamanla şeffaf kıvamlı bir madde elde edilir.

Bu maddeden 50 gram (bir fincan) kadar alınır. Havana konur. Üzerine 2 kaşık zeytinyağı veya susam yağı konulur ve iyice ezilir. Üzerine 2 kaşık gülsuyu konulur karıştırmaya devam edilir. Buna 1 çay kaşığından az hibiskus suyu ve birkaç damla gül esansı ilave edilir, karıştırmaya devam edilir ve şişelere alınır.


KİTRE ZAMKI


Tragacantha, Tragacanth gum. Bazı Astragalus (Leguminosae) Geven türlerinin gövdesinde meydana gelen bir zamktır. Halen bilhassa Türkiye, İran Kafkasya ve Afganistan’da elde edilmektedir. Türkiye’de 380 kadar Astragalus türü bulunmaktadır.

Mayıs ayı sonunda gevenin etrafındaki toprak açılarak hazırlanır. Temmuz ortalarından sonra geven gövdesi özel bir bıçak ile yaralanır. Yaralanmadan 10 gün sonra toplama işlemi başlar. İlki beyaz renklive yarı şeffaf ikinci ürün sarımsı ve kalındır. Gevenin toprak üstü kısımları hayvan yemi ve yakacak olarak kullanılır.


2- Arap zamkı ile hazırlanan nemlendirici; Arap zamkı önce dövülür

parçalara ayrılır sonra 1 kısım Arap zamkına 2 kısım su konarak bırakılır (sıcak su kullanılmaz) zamanla bu su içinde erir.

Bu kıvamlı suya 1 ölçüye 1 ölçü gliserin ve 1 ölçü nane suyu ilave edilir ve karıştırılır. Buna birkaç damla nane esansı ilave edilir.

Bu şeffaf nemlendirici hem su, hem gliserin ihtiva ederek nemlendirme görevini en iyi şekilde yerine getirir. Yağsızdır. Gündüz kullanılır. Özellikle yazları tercih edilir. Ayrıca Arap zamkı ve nanenin antiseptik koruyucu özelliği çok önemli özelliğidir.

ARAP ZAMKI (Arabistan Zamkı, Gummi Arabicum)


Acacia Senegal Willd türü ve buna yakın türlerin dallarının yaralanması sonucu meydana gelen bir zamktır. Beyazımsı sarı renkli, dış yüzü donuk, çatlaklı, içyüzü parlak, ve şeffaf, az çok yuvarlak şekilli, kokusuz ve yavan lezzetli. İki kısım suda yavaş yavaş fakat tamamen erir. Bileşimi; Arabik asidin kalsiyum, mağnezyum ve potasyum tuzundan yapılmıştır.


Etkisi; Dahilen alındığında , göğüs yumuşatıcı, koruyucu ve karın ağrılarını dindirici olarak kullanılır. Eczacılık, kumaş boya ve matbaacılık alanlarında önemli bir maddedir. Yapıştırıcı madde olarak da kullanılır. İçindeki pek çok tabii madde cilde çok yararlıdır.


3- Keten tohumu ile hazırlanan nemlendirici; 50 gram keten tohumu alınır ve 100 ml soğuk su ile çalkalanır bırakılır. Bir müddet sonra (Bir gece serin bir yerde bırakın) hafif kıvamlı şeffaf bir su meydana gelir. Bu tel süzgeçten süzülür ve şeffaf bir sıvı meydana gelir.


Bu kıvamlı suya 1 ölçüye 1 ölçü gliserin ve 1 ölçü gül suyu ilave edilir ve karıştırılır. Buna birkaç damla gül esansı ilave edilir.


Bu şeffaf nemlendirici hem su, hem gliserin ihtiva ederek nemlendirme görevini en iyi şekilde yerine getirir. Yağsızdır. Gündüz kullanılır. Özellikle yazları tercih edilir. Ayrıca keten tohumu ve gül suyunun ferahlatıcı, yaraları tedavi edici ve antiseptik koruyucu özelliği cilde faydalıdır.


KETEN TOHUMU


Semen Lini. Keten bitkisi Linum usitatissimum L. (Linaceae) türünün olgun meyveleridir.

Bileşimi; Müsilaj%10 ve sabit yağ %27-41 ve bir glikozit olan linamarin taşımaktadır.


Etki ve kullanılışı; Dahilen müshil olarak, sindirim sistemi iltihapları, tahrişlerine karşı koruyucu olarak kullanılır. Haricen cildi yumuşatıcı, tedavi edici ve ağrı azaltıcı olarak kullanılır.


Bu derste Bakım yağları, kremleri, tonikler, kokulu yağlar, saç boyaları,diş macunları ve sürmeler hakkında bilgi verilecek, kolayca hazırlanacak birer örnek formülleri anlatılacaktır.


Yağlı krem;


Kremler yağ ve suyun uygun bir emülsifiyan dediğimiz dağılmayı sağlayıcı madde ile muamelesi ile elde edilir. Bu gün binlerce sentetik emülsifiyan madde ile kremler hazırlanıyor. Biz doğal olan kremlerden yağı daha çok ihtiva eden kremlere bir örnek hazırlayacağız.


Yumuşatıcı, tedavi edici pembe krem;


1 ölçü zeytinyağı, 1 ölçü gülsuyu ve 1 ölçü Gliserin mono stearat (Emülsifiyan olarak kullandığımız bu madde hayvansal yağdan ayrılmış tabii bir maddedir) bunlar ateşte iyice pişirilir ve karıştırılır. Daha sonra renk vermek için hibiskus ve koku için gül esansı kullanılır. Sonra krem şişelerine dökülür. Aynı şekilde zeytinyağı yerine Hint yağı kullanarak da bir krem elde edebiliriz. Bu krem özellikle alerjik ciltlere tavsiye edilir.


Tonikler;


Cildi sıkıştırıcı, toplayıcı, kuvvetlendirici amaçla hazırlanan toniklerin bitkisel olanlarını da yapmak mümkün. Bu sebeple damıtılmış suları kullanmakta fayda var. Gülsuyu, lavanta suyu gibi. toniklerde kullanılması gereken en önemli madde büzücü sıkıştırıcı etkili maddelerdir. Bu amaçla toniklerimizde yeşil çay kullanabiliriz. Ayrıca istersek antiseptik maddeleri de ilave edebiliriz. Biberiye, nane, lavanta suları gibi.


Kolayca yapabileceğimiz bir yeşil tonik ;


Yeşil çay demlenir ve süzülür. 1 çay fincanı alınır,Buna blenderden geçirdiğimiz ve tülbentle sıktığımız taze nanenin suyundan 1 fincan ilave ederiz buna ferahlatıcı etkisinden dolayı 1 mama kaşığı alkol veya yoksa limon kolonyası ilave ederiz, koku olarak da birkaç damla nane esansı. Bu karışım ideal bir toniktir.


DİĞERLERİ


Kokulu Yağlar;


Amaç güzel kokulu çiçeklerin, meyvelerin kokusunu bir yağa alıp bu kokunun daha uzun zaman kullanılmasını sağlamaktır. Bu sanat parfümeriyi doğurmuştur. Kokulu yağları elde etmenin pahalı ve zor oluşu, bu yağa alınmış kokulu maddelerin kolay bozulması sebebiyle profesyonelce bir çalışma haline gelmiştir. Bugün kokulu çiçek ve yapraklar özel olarak yapılmış, kurulmuş damıtma makinelerinde kokulu yağlarından ayrılıyor. Aromatik yağ, kokulu yağ , esans dediğimiz bu yağlar, pahalı ve kolay bozulan fakat çok saf yağlardandır.


Biz güzel kokulu çiçekleri susam yağı veya Hindistan cevizi yağının içinde bekleterek çok keskin olmayan fakat kolayca kullanabileceğimiz bir yağ elde edebiliriz. Kış mevsiminde bol bulunan kokulu limon, mandalina, bergamot, portakal gibi meyvelerin dış kabuklarındaki kokuyu kokulu yağ yapmak istediğimiz zaman; Kabuğu güzelce rendeleriz, ufak bir kavanozu dolduracak kadar rende ye bunların üzerini kapatacak kadar zeytinyağı (veya susam yağı, fındık yağı, ayçiçeği yağı gibi kokusuz sıvı yağlar) ilave ederiz ve sıcak bir yerde zaman zaman çalkalayarak (Kavanozu alt üst ederek) 15 gün bekletiriz. Sonra temiz bir tülbentten süzeriz. Bekletiriz. Yağın dibine çöken sulu kısımdan ayırırız, bu kokulu yağ uzun zaman bozulmadan kalır.


Diş macunları ;


Bu gün günlük hayatımızda diş macunun yeri çoktur. Sabah kalktığımızda, her yemekten sonra ve akşam yatarken dişlerimizi fırçalarız.


Bu fırçalama esnasında kullandığımız diş macunları sağlık hayatımızı direk ilgilendiriyor. Diş macunlarının içine konan maddelerin tamamı kimyasal ve sağlığımızı kötü etkileyebilir. Bir diş macununun içinde olması gerekenler; sürterek dişi temizleyecek macun kıvamında bir madde ki genellikle kalsiyum karbonat kullanılır. Bunun yanı sıra temizleyici etkili sabun veya sabunumsu maddeler, koku verici, ferahlatıcı etkili maddeler, şeker gibi tatlandırıcılar ilave edilir. Bu gün yüzlerce diş macunu farklı maddeler kullanarak bu görevi görüyorlar.


Basit bir diş macunu formülü;


Toz halde Kalsiyum karbonat 25 gram

Sıvı sabun

Gliserin (Her ikisi tozu macun kıvamına getirecek kadar)

Nane esansı kafi miktarda

Sıvı şeker ilave edilir karıştırılır ve kapalı bir kapta saklanır.


Diş macunlarına alternatif olarak diş fırçası ile diş suları kullanabiliriz.


Diş suları;


temizleyici, antiseptik, tedavi edici özellikleri ile hem dişlerdeki kirleri uzaklaştırırken hem de dişleri dezenfekte eder, ağza hoş bir koku verir ve dişlere ve diş etlerine pek çok faydası vardır.


Bu amaçla kekik suyu, biberiye suyu, lavanta suyu, tarçın karanfilin kaynatılması ve süzülmesi ile elde edilen sular kullanılabilir.


Sürmeler;


Bu gün makyaj yaparken gözlerin etrafına sürülen göz kalemleri eskiden uygulanan sürme’nin devamı gibidir. Göz etrafına tamamen gözü belirtmek amacıyla sürülen kalemler eskiden gözlere faydalı olan göz ilacı uygulaması halinde idi.


Eski tıpta göz sürmeleri olmazsa olmaz uygulamalardandı. Gözün etrafına sürülen bu siyah boyalar; Gözün mikrop kapmasını önleyici, salgın göz hastalıklarında koruyucu, gözün keskinliğini arttırıcı özelliklerinden dolayı kadın erkek, çocuk ve yaşlılarda kullanılıyordu.


Biz de bu amaçla kullanılan ve tavsiye edilen sürmelerden iki tanesini örnek verebiliriz;


Gül ve zeytin yaprağı ile yapılan sürmeler;


Gül çiçeğinin kurusu veya zeytin ağacının yapraklarının kurusu alınır. Uygun bir kapta yakılır ve üstüne tutulan bir kapla isi toplanır. Toplanan is en değerli sürme maddesidir. Bu is uygun bir sürme kabına konur ve süreceği ile gözlere uygulanır. Gül sürmesi ve zeytin yaprağı sürmesi gözlere çok faydalı olduğu eski tıp kitaplarında yazılan sürmelerdendir.

Popüler Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Konular
Prof. Dr. Ayten Altıntaş
  • Twitter - Black Circle
  • Instagram - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
bottom of page